20 Ocak 2009 Salı

Bindiği Dalı Kesmek

Datça'da balıkçılar Denize küsmüşler.Balıktan boş
gelmelerinin yanında mazot fiatlarının fazlalığı da
onları zorluyor.Bindiği dalı kesmek olayı gibi ülke
mizde bir çokalanda benzer şeyler yaşanıyor.Balık-
çılar kilometrelerce ağ atıyorlar 2-3 kg balıkla geli-
yorlar.Olta balıkçıları onlar da aynı.Gelecek yıl balık
daha da azalacak,bunu görmekiçin kahin olmaya gerek
yok. Önce açıklardan başlayalım trollerin 3 milden 1,5
mile indirilmesinin etkilerini gözlerimle ve yaşayarak
gördüm.Demir bir kapak balıkların yaşadığı ortamı
mafediyor.Gözleri küçük her boy balığı yakalıyorlar..
2-Diğer balıkçılar her mevsim ağ atabiliyorlar
(barbun ve voli ağları),onların yasaklanması yok.
Balığın üremesine ve yaşamasına imkan yok bütün
sahiller ağlarla donanıyor.Bundan da geçtik balıkçı-
ların birçoğunda artık misina ağı kullanıyor. Gözleri
küçük,misina ağa balık gündüz bile yakalanabilir.
Tutulması yasak balıklar yakalanıp alenen satılıyor.
Kayalar sinağrit ağı denen ağlarla çevriliyor.Kayalara
takılan ağlar balıkların yaşama alanını yokediyor. Bütün
bunlar daha çok kazanç için, gelecek nesillere bir şey
kalmıyor.Gırgır ağlarına yasak geldiğinde , iş işten geçmiş
oluyor,çünkü buraları sıcak denizler olduğu için yumurtalı
balıklar dayakalanmış oluyor.Maalesef bir çok alanda ol-
duğu gibi denizlerde de sadece bugünü düşünenler çok.

2 yorum:

Apartman Balıkçısı dedi ki...

Son derece doğru tespiler...

Ticari balıkçılık gözü dönmüş bir şekilde saldırıyor balıkların üzerine. Bizlwer amatör balıkçılık forumlarında limitler derken ticariler hiç bir şey dinlemeden hiç bir denetime tabi olmadan saldırıyorlar da saldırıyorlar ne yazık ki.

Usulüne uygun olduğu sürece tüm ticari balıkçılık yöntemleri zararsızdır. Ancak ne yazık ki bizim ülkemizde usuüne uygun olmayan ne varsa uygulanıyor.

Balıkçılar şikayet ediyor; Bize yasak var Yunanlılar avlanıyor diye.. Yunanlılar onların yaptıklarını yapmadıkları için avlanabiliyorlar ama bunu nedense kimse görmek istemiyor.

Hep dah fazlası hep daha fazlası. Pareketeler bile çıkıyor 5000 iğneye. Nispeten zararsız sanılan parekete bile bir katiam aracına dönüşebiliyor.

Denetleme mi. Bazen var. Ama dayısı olana o da yok. İşini iyi yapan memur kardeşlerimiz de bu yüzden zan altında kalıyorlar. Sindiriliyorlar...

Balık bitiyor. İnsanoğlu her şekilde elinden geleni yapıyor. Fazla avlıyor, tonlarca balığı avlayıp satılmıyor diye geriye döküyor. Lağımları sanayi atıklarını denizlere boşaltıyor.


Denizlerimizin sonu geliyor. Belki de son çırpınışları bunlar. Ama olan yine balıkçılara olacak. Avlayacak balık bulamayınca bu sefer neyle geçinecekler, çolukları çocukları ne yiyecek?

Of Muzaffer Hocam of. İzmire geldiğinizde kızlarağasında karşılıklı kahve içerken konuşuruz bunları. Görüşmek dileği ile...

Adsız dedi ki...

Bilseydim bu gelişimde görüşürdük,
oralarda bayağı dolaştım.