7 Ocak 2009 Çarşamba

Başlarken

Arkadaşlarım gördükçe sorarlar hep,ne zaman denizlere
dönüyorsun diye?Bir çoğu hala anlamış değil denizlerden
neden uzak kaldığımı.Zaman zaman özlediğim oluyor,özel-
likle gergin olduğum zamanlarda.Denizlerde yalnız olmak
yaşadıklarını,duygularını gözden geçirme fırsatı veriyor.
Teknene binip hareket ettikten sonra herşey siliniyor kafan-
dan,bu arada teknen de senden bir parça oluyor.Özellikle
fırtınalı bir havada sanki tek vücut direniyorsunuz dalga-
lara rüzgara.Zaman zaman tehlikeli olan güçler;rüzgar ve
onun savaşçısı dalgalar en kötü bir anda bile sana düşman
görünmüyorlar.O zorlukları bilerek,kabüllenerek gidiyor-
sun denize.Tabii hafife alınacak bir şey de değildir deniz.
Her zaman dikkat ister,temkinli olmayı gerektirir.Bazıları-
nın cesaret gibi gördüğü şey aslında cahillikten kaynaklanır.
Şimdi meteoroloji istasyonları çok az bir yanılgı payıyla
hava durumu hakkında bilgi veriyorlar.İlk zamanlarımızda
bulutlara,denize,martılara,balığın sunuşuna ve daha bir
çok şeye bakarak hava durumunu tahmin etmeye çalışırdık.
Bu bigileri kendi tecrübemizle çoğu zamanda daha usta
denizcilerden öğrenirdik.Derlerdi işte"Emecik dağının
tepesine bulut gelip oturdu mu kuzeyden sert rüzgar eser,
Sömbeki'den bulut çıkardı mı lodos gelir toparlan" gibi.
Datça yarımadasının iklimsel yapısı çoğu zaman kendine
özgüdür.Verilen meteorolojik bilgilerin buralarda tutma-
dığı olur o zaman işte tecrübeler devreye girer.İlk motor-
lu teknemi aldıktan sonra kestirme diye açık denizlerden
gidip geliyordum,bir gün bir yunus sürüsüne rastlayınca
bayağı korktum,daha önce böyle bir olaya şahit olmamış-
tım.Sonraki yıllarda o sulara arada bir gittiğim oldu.Çok
mecbur kalmadıktan sonra demir atamayacağın,kürekle
dönemeyeceğin sularda fazla oyalanmayacaksın.Burası
her zaman kuzey rüzgarlarının sert estiği bir bölge ,o za-
manlar en büyük korkumuz da sömbeki'ye(Simi- Yunan
adası)gitmekti,hapislik ve para cezası vardı.
Deniz zorlu bir sevgili gibidir,kızdığın olur ama nefret
edemezsin.Ne zaman ne yapacağı belli olmaz lafı bence
biraz abartma o laf bayanlar için söylenmiştir aslında.
Ama şu bir gerçektir sert mizacınız yoksa mücadeleci
ve sabırlı değilseniz hiç bulaşmayın derim.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Sayın Muzaffer Hocam,

Tıp Fakültesinde 1.ci sınıfta ilk derse giren Hocamız Bilimadamı'nın tanımını şöyle yapmıştı." Bilen ve bildiğini aktarabilen kişidir , bilimadamı demişti.Bende itiraz etmiştim.Ona Öğretmen denir diye. Öyle öğretmenler varmı ki diye sorular gelmişti sınıftan. Benim ilkokul Öğretmenim gibi Köy Enstitüsünden mezun olan öğretmenler böyle demiştim. Bu birazda insanın kendisini yetişitirmesi ile ilgili birşey.Herkes Öğretmen sıfatını alabilir ama " Herkes Öğretemez".Yazılarınızı neredeyse soluksuz okuyorum. Siz Öğretiyorsunuz.Sonsuz teşekkürler emeğiniz için. Şükrü ÖZSAN